Türkiye İhracatçılar Meclisi (TİM) Başkanı Mustafa Gültepe, ağustos ayı ihracat rakamlarını değerlendirerek sanayicinin giderek ağırlaşan maliyet baskısı altında zorlandığını, üretim ve ihracatı önceleyen yeni politikalara ihtiyaç olduğunu vurguladı.
Ağustos ayında Türkiye’nin ihracatı 21,8 milyar dolar seviyesinde gerçekleşti. Geçen yılın aynı ayına göre yüzde 0,9’luk bir gerileme yaşanırken, Ocak-Ağustos döneminde ihracat 178,1 milyar dolar, son 12 ayda ise 269,2 milyar dolar olarak kaydedildi. Gültepe, sekiz aylık dönemde yüzde 4,3, yıllık bazda ise yüzde 2,8’lik artış yaşandığını belirtti.
Temmuz ayında elde edilen çift haneli artışın ardından ağustosta yaşanan düşüşe dikkat çeken Gültepe, şu ifadelere yer verdi, “Ağustos ayını 21,8 milyar dolarlık bir ihracatla tamamlayabildik. Geçen yılın aynı ayına göre yüzde 0,9 eksideyiz. Ocak-Ağustos döneminde sekiz aylık ihracatımız 178,1 milyar dolara, son 12 aylık ihracatımız ise 269,2 milyar dolara ulaştı. Sekiz aylık ihracatta yüzde 4,3, yıllıklandırılmış ihracatta yüzde 2,8 artıdayız.
Temmuz ayındaki çift haneli ihracat artışından sonra ağustosta eksiye dönmemiz arzu ettiğimiz bir durum olmamakla birlikte bizim için sürpriz değildi. Çünkü son aylardaki ihracat artışı daha çok otomotiv, kimya ve savunma sanayi gibi sektörlerimizdeki belli firmaların katkısından kaynaklanıyor. Firmalarımızın en fazla yüzde 20’si ihracatını artırabilirken, yüzde 80’nin ihracatı daralıyor. Bir başka ifade ile ihracatı tabana yayma konusundaki sıkıntı devam ediyor.
Ağustos ayında 26 sektörümüzün 15’inin ihracatı düşerken sadece 11’inde artış oldu. Bazı sektörlerimiz güçlü bir performans sergilese de toplamda bu artış beklentimizi karşılamıyor. Bu durum, rekabetçilikte yaşadığımız sorunların ne kadar derinleştiğini net bir şekilde ortaya koyuyor.
Sanayicimiz girdi maliyetlerinin döviz artışının çok üzerinde yükselmesi nedeniyle zorlanıyor. Siparişlerin daha uygun maliyetli ülkelere kayması, son iki yıldır yüzde 45-50 faizle çalışan firmalarımızın üretim gücünü zayıflatıyor. Kapanan işletmeler, artan konkordato ilanları ve istihdam kayıpları bu baskının en somut göstergeleri. Artık kaybedecek zamanımız kalmadı. Üretim ve ihracatı önceleyen yeni ve farklı politikalara acilen ihtiyaç var. Enflasyonun sanayinin üzerine yüklediği ağır yükün hafifletilmesi gerekiyor, zira üretim tarafında nefes almak her geçen gün daha zor hale geliyor.
Dolayısıyla Merkez Bankasının faiz indirimi konusunda artık çok daha cesur davranması gerekiyor. Yıllık enflasyon yüzde 32’ye gerilediği halde politika faizi yüzde 43. Dolayısıyla bu 11 puanlık makas hızlı bir şekilde daraltılmalı.
Tüm zorluklara rağmen ihracatçılar olarak motivasyonumuzu kaybetmiyoruz. Sahadayız, sorunları bire bir görüyor ve çözüm için önerilerimizi Sayın Cumhurbaşkanı Yardımcımızdan ilgili bakanlarımıza kadar her platformda dile getiriyoruz. Yeni Orta Vadeli Programda (OVP) üretimi ve ihracatı önceleyen politikalara yer verileceğini ümit ediyoruz.
Heyet programlarımıza da aralıksız şekilde devam ediyoruz. Ticaret Bakanımız Sayın Ömer Bolat ile birlikte Suriye’nin başkenti Şam’da düzenlediğimiz Türkiye-Suriye Ticaret Heyeti programına da katıldık. Bu ziyaret, hem ihracatımızdaki artışı pekiştirmek hem de iki ülke arasındaki yeni dönemin ticari iş birliklerini şekillendirmek açısından önemli bir adım oldu. Ayrıca Ağustos ayında Avustralya ve Nijerya’ya ticaret heyetleri gerçekleştirdik. Eylülde ise Meksika, Kuveyt, Almanya ve Filipinler’de de iş dünyamız için yeni kapılar aralayacağız. Ticaret heyetlerimizle uzak pazarları hedeflerken, firmalarımızın yeni fırsatlara erişimini desteklemeyi sürdüreceğiz.
Unutmayalım ki Türkiye’nin geleceğini şekillendirecek ve bizi orta ve uzun vadeli hedeflerimize taşıyacak olan 150 bini aşkın ihracatçımızdır. 2028’de 375 milyar dolarlık mal ve 200 milyar dolarlık hizmet ihracatı hedefimize bu firmalarımızla ulaşacağız. İhracatımızı ne kadar güçlendirirsek, ülkemiz dünyada o kadar güçlü ve söz sahibi olur.”